Dil Bağı - Belirtileri, Tanısı ve Tedavisi (Güncellendi!)

Ankiloglossi - Hipertrofik Lingual Frenulum Tanımı, Sınıflandırılması, Muayene Yöntemleri ve Yeni Bilgiler

Dil Bağı Nedir?

Dil Bağı - Ankiloglossi Belirtileri, Tanısı ve Tedavisi

Ankiloglossi (Kısa Dil Bağı / Hipertrofik Lingual frenulum / Kısa Frenulum / Tongue Tie), normalde dilin altında ve orta hatta bulunan bir yapı olan dil bağının, dilin ağız tabanına yapışık halde kalmasına neden olacak şekilde; normalden kısa ya da kalın olması anlamına gelmektedir.

Dil bağı genellikle doğumdan hemen sonra yapılan hekim muayenesi esnasında ya da annenin bebeğinde emerken zorlanma, terleme ve memeyi tam kavrayamama gibi belirtileri fark etmesiyle anlaşılabilir.

Ankiloglosisi olan bebeklerde emzirme güçlüğünün yüzde 25-80'i bildirilmiştir. Dilin hareket kabiliyeti kısıtlaması nedeniyle, bebekler uygun bir mühür oluşturmak için dillerini dişeti çizgisi üzerinde uzatamaz ve bunun yerine göğsünü ağızda tutmak için çenelerini kullanamazlar. Bu, etkisiz mandal, maternal meme ağrısı, zayıf süt arzı, memenin reddi ve gelişememe ile sonuçlanır.

Ankiloglossi ayrıca biberonla besleme, deglütisyon ve gıdaları yalamak gibi diğer beslenme güçlüklerine katkıda bulunur. Ayrıca, üflemeli çalgıların çalınmasında, ağız hijyeninde, öpüşmede ve salya akmada zorluktan sorumlu olduğu da iddia edilmiştir. Benlik saygısını azaltabilir veya yaşlı hastalar için psikolojik konularda katkıda bulunabilir. Ankiloglosi beslenme ile ilgili zorluklara katkıda bulunabilse de, çocuklar genellikle hipotoni, oral motor koordinasyonu veya disfajisine neden olabilecek veya katkıda bulunabilecek laringomilazi gibi başka komorbiditelere sahip olabilirler.


Dil bağı olan bebekler, memenin dış süt kanallarının olduğu kahverengi alanı tam olarak ağızlarına alamaz ve vakumlayamazlar. Bu durumda, aşırı efor sarf edeceklerinden terleme, emerken zorlanma ve yetersiz beslenmeye bağlı kilo kaybı gibi belirtiler ortaya çıkar.

Dil bağının, kısa, kalın ve dil ucuna yakınlığına göre belirtilerin miktarı değişebilmektedir. Dil bağı kısalığının (dil hareketlerinde kısıtlanma fark edildiğinde) mümkün olan en erken dönemde tedavi edilmesi önerilmektedir.

Dil Bağı Nasıl Muayene Edilir?

Bebeklerde Dil Bağı Muayenesi

Bebeklerde dil bağı muayene edilirken, bebek annenin ya da bebeğin iki eli üzerine sırtüstü yatırılır, doktor bebeğin baş kısmına doğru geçer ve her iki elinin işaret parmağı ile bebeğin dili alttan yukarıya doğru kaldırılarak dil bağı hakkında aşağıdaki verilere bakılabilir:

- gerginliği
- yerleşim yeri (ön dil bağı ve arka dil bağı)
- dil yapısındaki değişiklikler
- serbest dil alanı mesafesi - free tongue (dil ucu ile dil bağı başlama noktası arasındaki mesafe)


Yukarıdaki videoda görüldüğü gibi, dil bağı ve dudak bağı muayene edilirken, bebeğin başının üst kısmına geçilerek, muayene eden doktorun iki parmak yardımı ile, üst dudağı yukarıya doğru ve dili ağız tabanından yukarıya doğru kaldırarak değerlendirme yapması gerekmektedir. Bu şekilde dil bağı ve dudak bağı anatomik sınıflandırılmasının yapılması, fonksiyonel kısıtlanmaya ne derece yol açtığı, dudak ve dil yapısındaki değişiklikler değerlendirilebilir. Arka dil bağı ya da submukozal dil bağı sadece elle muayene esnasında anlaşılabilir.

Dil Bağı Muayenesi

Dil Bağı Muayenesi

Dil bağı muayenesi esnasında, bebek yatar pozisyondayken, doktorun bebeğin dilini aşağıdan yukarıya doğru iki parmağı ile kaldırması, dil bağını yapısı, serbest dil alanı mesafesi, dildeki yapısal değişiklikler, dil bağının kısa olup olmaması değerlendirilmelidir. Yukarıda beslenme sorunları olan ve dilin ucuna kadar ulaşan dil bağı (Tip I ön dil bağı) olan bebeğin dil altı görünümü mevcuttur.

Dil Bağı Muayenesi

Yukarıdaki fotoğraflarda, normal dil hareketleri gösterilmiştir. Normalde dilin uç kısmının ağız açıkken ağız dışarısına ve alt dişlerin önüne,  üst dişlere kadar uzanabilmesi gerekmektedir. Dil bağından şüphelenildiğinde dilin bu hareketleri yapabilmesi değerlendirilmelidir.

Dil Bağı Muayenesi

Dil bağı muayenesi esnasında, dil bağının kalınlığı, damarsal olup olmadığı, dilin ucuna göre pozisyonu değerlendirilir. Yukarıda, 17 yaşında ve konuşma bozukluğu, dil hareketlerinde kısıtlanma ve düş çürümesi şikayetleri ile gelen bir hastanın dil bağı muayenesinin fotoğrafı görülmektedir. Dil bağına bağlı olarak dilin ağız tabanına yapışık olduğu görülmüştür.

Dil Bağı

Yukarıdaki hastanın dil bağı nedeniyle dilini ağız dışına çıkaramadığı ve yukarıya kaldırmadığı görülmektedir. Dilin uç kısmında orta hatta meydana gelen çatallanma, dil bağına karşı hareket eden dil kaslarının etkisiyle ortaya çıkmaktadır.

Dil bağı ameliyatını kim yapar

Muayene esnasında, yeni dil bağı sınıflandırma sistemine göre dil bağının pozisyonu değerlendirilmelidir. Yukarıdaki, ilk fotoğraftaki hastanın dil bağı dil ucunu tutarken (Tip I dil bağı), yukarıdaki hastanın dil bağı daha geride, dil üzerinde çanaklaşmaya neden olmaksızın dil ucuna ulaşmamaktadır (Tip III dil bağı).

Arka Dil Bağı Muayenesi

Arka Dil Bağı Muayenesi
Yeni dil bağı sınıflandırma istemine göre ön dil bağı (ya da tip I,II ve III dil bağlarını içerir) kolayca muayene esnasında görülebilirken; arka dil bağı (ya da Tip IV dil bağı / submukozal dil bağı) sadece elle muayene edilerek anlaşılabilir. Arka dil bağı muayenesi için, hastanın başının üzerinden, her iki işaret parmağı dilin altına sokularak dilin orta kısmı yukarıya doğru kaldırılır. Orta hatta submukozal olarak dil bağı anlaşılır. Bu dil bağı türü bebeklerde özellikle beslenme bozukluğuna neden olur. En çok gözden kaçan dil bağı türüdür. Yanlış bir ifade olarak "dil kısalığı" ile karıştırılmıştır. Aşağıda (sayfanın sonunda) konu ile ilgili videoları izleyebilirsiniz.

Dil bağı nasıldır?



Yukarıdaki videoda, dil ucuna kadar ulaşmayan dil bağı, yukarıya doğru kaldırıldığında belirginleşen dil ucundaki çatalanma ve dil kenarlarının daha belirgin olması görülebilmektedir.

Her dil bağı gözle görülemez, elle muayene her dil bağında yapılmalıdır!

Aşağıda submukozal tongue tie ya da posterior tongue tie olarak bilinsen mukoza altında yerleşen ve sadece elle dil kaldırıldığında görülebilen "arka dil bağı muayenesi" nin gösterildiği, konu ile ilgili dünyadaki en çok makale ve tecrübesi bulunan hekimlerden bir tanesi olan Dr.Kotlow' a ait bir videoyu izleyebilirsiniz:


Yenidoğan Bebekeklerde Dil Bağı Değerlendirilmesinde TABBY" Resimli Dil Bağı Değerlendirme Aracı

Dil Bağı Olan Bebekler
Yenidoğan bebeklerde, "hangi bebekte dil bağı ameliyatının yapılması gereklidir?" sorusuna cevap olarak, sadece gözle dil ve dil altının değerlendirilerek fonksiyonel dil bağı kısıtlılığının değerlendirildiği "TABBY" Resimli Dil Bağı Değerlendirme Aracı" 2019 yılında yayınlandı. Yani bebek doğduğunda, ameliyat konusunda acele edilip edilmemesi konusunda ailenin bilgilendirilmesi amacıyla basit ve pratik bir şekilde bebeklerde dil bağının ne kadar dil fonksiyonlarını etkilediğinin belirlenmesi amacıyla bu skala geliştirilmiş.

Yenidoğan Bebekeklerde Dil Bağı Değerlendirilmesinde TABBY" Resimli Dil Bağı Değerlendirme Aracı


Dil Bağı Foto
Hangi bebeklerin frenotomi ile tedavi edilmesi gerektiği konusunda tartışmalar devam etmektedir. Dil bağının şiddetinin açık ve basit bir değerlendirmesi olan Lingual Frenulum Fonksiyonu İçin Hazelbaker Değerlendirmesi (Hazelbaker Assessment for Lingual Frenulum Function - HATLFF) ve sonrasında geliştirilen Bristol Dil Değerlendirme Aracı (BTAT), dünya çapında kullanılmaktadır ve farklı dillere çevrilmiştir. Dil bağı olan bebeklerin tutarlı değerlendirmesine yardımcı olmak ve bunu geliştirmek için BTAT'ın basit bir resimli şekli oluşturulmuş. TABBY aracı, bebek dilinin görünümünü, diş etine yapışmasını ve dil hareketliliğinin sınırlarını gösteren 12 görüntüden oluşur. TABBY aracı, 0'dan maksimum 8'e kadar puanlanmaktadır. 8 puanının normal dil işlevini gösterdiği; 6
Dil Bağı Tedavisi
veya 7 sınır çizgisi olarak kabul edilebilirken ve 5 veya altı dil fonksiyonlarında bir bozulma olduğunu gösterir. Frenotomi için bebek seçimi ek bir emzirme değerlendirmesi gerektiriyordu, ancak tetkiklerde 4 veya daha az puanı olan tüm bebeklerin ebeveynlerinin rızasını takiben bir frenotomi yapılabileceği ilgili kaynakta vurgulanmış. Aslında resme bakıldığında dil yapısında etkilenme olan ve dili ağzı dışına çıkaramayan bebeklerin dil bağı ameliyatına uygun aday oldukları anlaşılabilir. Bu bebeklerde TABBY skalasındaki puanların düşük olduğu görülmektedir. Sadece bu skalayla değil; aynı zamanda bebeklerin ayrıntılı bir emzirme değerlendirilmesinin de yapılması uygundur. Düşük skala puanı ile birlikte dil bağı belirtileri olan bebeklerin cerrahi aday olarak belirlenmesi uygundur. Fotoğrafa baktığınızda dil bağı olan bebekte aşağıdakiler mevcutsa sakala puanının oldukça düşük olduğu ve ameliyata uygun olduğu yorumu yapılabilir:

- dilde şekil bozukluğu, çatal dil, v şeklinde dil, tas şeklind edil, kalp şeklinde dil ...
- dil ağız tabanından ne kadar az yukarıya kaldırılabiliyorsa ve ne kadar az dışarıya çıkarılabiliyorsa 
- dil ağız tabanına ne kadar yapışıksa ve diş etine doğru ne kadar yapışıksa TABBY puanı o kadar düşük oluyor


Yetişkinlerde Dil Bağı Muayenesi

Yetişkinlerde dil bağı muayene edilirken ağız tam açıkken dilin alt değerlendirilir ve hastanın ön kısmından elle muayene aşağıdaki verilere bakılabilir:

- dil bağının gerginliği (gergin ya da elastik)
- dil bağının yapısı ve yerleşimi (ön dil bağı - arka dil bağı, kalın ya da ince)
- serbest dil alanı - free tongue (dilin ucu ile dil bağının ilk başlama noktası arasındaki mesafe) Bu mesafenin değerlendirilmesinde ve dil bağının uzunluğunun, dilin ucunun ne kadar ağız tabanından yükselebildiğinin ölçülmesi için kullanılabilecek basit bir araç >> "Quick Tongue Tie Assessment Tool (Hızlı Dil Bağı Değerlendirme Aracı)"


Yukarıdaki videoda "Quick Tongue Tie Assessment Tool (Hızlı Dil Bağı Değerlendirme Aracı)" nın nasıl kullanıldığı görülmektedir. Her erişkin dil bağı muayenesinde bunun kullanılması gerekli değildir. Son

- fonksiyonel dil bağı kısıtlanmasının değerlendirilmesi (Ferrés-Amat Sınıflandırması: Fonksiyonel Dil Bağı Sınıflandırılması bunun için basit olarak kullanılabilmektedir). 

Ferrés-Amat Fonksiyonel Dil Bağı Sınıflandırılması

Ferrés-Amat Sınıflandırması: Fonksiyonel Dil Bağı Sınıflandırılması
Ferrés-Amat Fonksiyonel Dil Bağı Sınıflandırılması
Maksimum insisiv dişler arası ağız açıklığı (maximal interincisal mouthopening / MIO) - Maksimum insisiv dişler arası ağız açıklığı (maximal interincisal mouthopening / MIO) - Tongue range of motion ratio - Dil aralığı hareket oranı - TRMR

Bu sınıflandırma sistemi ofis şartlarında basit olarak kullanılabilecek, dil ucunun ağız tam açıkken dişler arası mesafenin ne kadarını kat edebildiğinin değerlendirilmesinden ibarettir.

Ferrés-Amat ve arkadaşları tarafından yayınlanan fonksiyonel dil bağı sınıflandırılmasında, dilin ucu ile maksiler insisiv papilla arasındaki ağız açıklığı (mouth opening with tongue tip to maxillary incisive papillae at roof of mouth / MOTTIP) ile maksimum insisiv dişler arası ağız açıklığı (maximal interincisal mouth opening / MIO) oranına bakılarak (MOTTIP / MIO oranı "Tongue range of motion ratio - Dil aralığı hareket oranı - TRMR" olarak tanımlanmış) fonksiyonel olarak dil kısıtlılığı ölçülmüş, artan oranlarda kısıtlılık sınıflandırılmış. Bu sınıflandırma sisteminde Grade 1: dil aralığı hareket oranı >% 80, Grade 2: % 50–80, Grade 3: <% 50, Grade 4: <% 25 olarak belirtilmiş. Sol üstteki fotoğrafta olduğu gibi, normalde, dil ucunun maksimum insisiv dişler arası ağız açıklığı (maximal interincisal mouth opening / MIO)' nun en az %80 ve daha fazlasını geçerek üst dişlere yaklaşması gerekmektedir. Ofiste yetişkinlerde dil bağı ameliyatı yapılırken, işlemden hemen sonra bu mesafenin ne kadarının dil ucu tarafından kat edildiğinin değerlendirilmesi önemlidir. Kabaca bir bilgi olarak, ağız açıkken dil ucu üst dişlere yaklaşabilirse, konuşurken sert ünsüzlerin söylenmesi ve dil ucunun damağa doğru değdirilmesi daha kolay hale gelebilecektir. Aşağıda önceden başka bir klinikte dil bağı ameliyatı yapılmış ancak dil ucundaki fonksiyonel kısıtlılığı devam eden hastaya yapılan revizyon dil bağı ameliyatı, öncesi ve sonrası dil görünümünü içeren videoyu izleyebilirsiniz:


Yetişkin hastalarda da arka dil bağlarının, sadece dil yukarıya kaldırıldığında fark edilebileceği unutulmamalıdır.

Ön Dil Bağı ve Arka Dil Bağı

Dil Bağları Nasıl Sınıflandırılır?

Dil bağlarının sınıflandırılmasında kullanılan iki sınıflama sistemi Coryllos Dil Bağı Sınıflandırılması ve Kotlow Dil Bağı Sınıflandırılması şeklinde tanımlanmıştır.

 Coryllos Dil Bağı Sınıflandırılması

Coryllos Dil Bağı Sınıflandırılması
Coryllos dil bağı sınıflandırması - Görsel kaynağı: Prevalence of ankyloglossia in newborns in Asturias (Spain) Prevalencia de anquiloglosia en recién nacidos en el Principado de Asturias

  • Tip I Frenulumun dilin ucuna kadar ulaşması
  • Tip II yapışıklığın 2-4 mm dil ucunun arkasından olması ya da alveolar ridge nin 2-4 mm üzerinde ya da arkasında olması
  • Tip III Ağız tabanının ya da dilin ortasında yapışıklığın olması
  • Tip IV Dilin ağız tabanına kalın ve elastik olmayan bir şekilde submukozal yapışık olması (submukozal dil bağı, arka dil bağı, posterior tongue tie)
Yukarıdaki sınıflandırma sistemi Dr. Elisabeth (Betty) Coryllos tarafından tamamlanmış ve bu konuda Dünya' nın en tanınmış hekimlerinden bir tanesi olan Dr.Kotlow tarafından da yine benzer bir şekilde popülarize edilmiştir.

Kotlow Dil Bağı Sınıflandırılması

Kotlow Dil Bağı Sınıflandırılması
Kotlow Dil Bağı Sınıflandırılması - Görsel kaynağı: Larry-kotlow-spreecast-frenectomy-july-2013

Dr.Kotlow, dil bağı sınıflamasında, hem erişkin hem de bebeklerde kullanılabilecek "serbest dil bölümü" ya da "normal dil aralığı"(“free tongue”) ölçülmesi ve buna göre aşağıdaki şekilde dil bağı sınıflandırılması yapılmasını önermiştir:

Klinik olarak kabul edilebilir normal dil aralığı => 16 mm
  • Sınıf I: hafif ankiloglossi = 12-16 mm
  • Sınıf II: ılımlı ankiloglossi = 8-11 mm
  • Sınıf III: şiddetli ankiloglossi  = 3-7 mm
  • Sınıf IV: tam ankiloglossi  = <3 mm
Aslında Dr.Kotlow tarafından yapılan dil bağı sınıflandırılmasındaki Class IV dil bağı, Coryllos dil bağı sınıflandırmasındaki Tip I dil bağı gibi ve önden arkaya doğru tanımlanmış. Bu sınıflandırma sisteminde, arka dil bağı yani Tip IV dil bağı yer almıyor. 1999 yılında ilk olarak tanımlanmış olan bu sınıflandırma sistemi Coryllos dil bağı sınıflandırmasındaki ile birleştirilerek aşağıdaki şekilde kabul edilmektedir:

Dil Bağı Sınıflandırılması
Kotlow Dil Bağı Sınıflandırılması - Görsel kaynağı: www.mommypotamus.com

Dil bağlarının dil altındaki yerleşimine göre kabaca ön (anterior) ve arka (posterior ya da submukozal) dil bağları ve yine daha alt sınıflama olarak ön dil bağları Tip 1-3 arasında ve arkada dil bağı ise Tip 4 dil bağı olarak sınıflandırılmaktadır. Yani tip 4 dil bağı aynı zamanda arak dilbağı, posterior tongue tie ya da submukozal dil bağı olarak adlandırılmaktadır.

Dil Bağının Zararları

Dil Altı Bağı Tedavisi
Dil bağı olan ve uzun süre dil hareketleri kısıtlanan çocuklarda, zamanla dilin uç kısmında çatallanma ve ortadan ikiye ayrık şekilde görünüm ortaya çıkabilir. Dil bağı ameliyatının erken dönemde yapılması bu yapısal değişiklikleri önler. Erken dönemde dil bağı serbestleştirme işlemlerinin uygulanması bebekte, olası dil fonksiyonlarının etkilenmesinin önüne geçecektir.

Dil Bağı Belirtileri

Bir Dil Bağı Bebekleri Nasıl Etkileyebilir

Bir dil bağının bebekler üzerinde çeşitli etkileri olabilir. Bunlar dan birkaç tanesi:

Sinirlilik ve ağlama: Çocuğunuz her zaman aç ve hayal kırıklığına uğramışsa, sinirlenebilir ve çok ağlayabilir. Ayrıca uyumakta zorluk çekebilir.
Meme reddi: Bazı bebekler hemşireyi sinirlendiriyorsa ve yeterince anne sütü almıyorlarsa memeyi reddeder.
Zayıf kilo alımı: Çocuğunuz mandallayamaz ve iyi ememezse, büyümek ve tutarlı bir oranda kilo almak için yeterli anne sütü alamaz.
Diğer konular: Bebek büyüdükçe kısa bir frenulum yemek, yutma ve konuşma ile ilgili sorunlara neden olabilir.

Çoğu bebek ağlarken ağzını açar ve dil altı bağı görülür!

Çocuklarda aşağıdaki durumlarda dil bağından şüphelenmek gerekmektedir:

- Konuşma bozukluğu olması
- Hızlı konuşurken özentisizce konuşması
- Dili ağız dışına çıkaramama
- Dilin uç kısmında çatallanma
- Meme emerken zorlanma, terleme ya da memeyi kavrayamama
- Çene ağrısı (alt çene)
- Boyun ağrısı (dil ucunu öne doğru çıkarırken yardımcı boyun ve çene kaslarını kullanmaya bağlı)

Yetişkinlerde Dil Bağı Belirtileri

Yetişkinlerde dil bağına bağlı olarak kısıtlanmış dil hareketliliği nedeniyle konuşma ile ilgili zorluklar, sosyal durumlar, benlik saygısı, çalışma ortamı ve diş sağlığı ile ilgili sorunlar yer almaktadır.

Kısa ve gergin dil bağı olan yetişkinlerde aşağıdaki belirtiler ortaya çıkabilir:
  • Ağzın açılması ve dilin yukarıya kaldırılmasında kısıtlanma (konuşma ve yeme alışkanlıklarını etkileyebilir)
  • Hızlı konuşmada ve sert ünsüz harfleri içeren kelimeleri söylerken netlik bozulması ya da zorlanma olması
  • Hızlı / yüksek / yumuşak konuşurken netlik bozulması
  • Orta miktarda alkol aldıktan sonra konuşmakta zorluk
  • Çenede açılıp kapanırken klik sesi gelmesi (clicky jaws)
  • Çene ağrısı
  • Migren
  • Alt çenelerin çıkıntısı (prognatizm)
  • Çalışma ortamında konsantrasyon sorunları
  • Sosyal durumlar, dışarıda yemek yeme, öpüşme, ilişkiler üzerindeki etkiler
  • Diş sağlığı, diş etlerinde iltihaplanma eğilimi ve diş dolgusu ve diş çekimi ihtiyacında artış
  • Kişisel görünüm hakkında hassasiyet
  • Stresin yükselmesine neden olan duygusal faktörler
  • Yaşlılarda dil bağı genellikle takma dişi yerinde tutmayı zorlaştırır.

Dil Bağının Anneler Üzerindeki Etkileri

Bir dil bağının anneler üzerinde bazı olumsuz etkileri de olabilir.

Meme ucu yarası Yeni doğmuş bebeğiniz sadece meme ucunuza sabitleniyor veya emmeye çalışırken çiğniyorsa, ağrılı, çatlamış, hasarlı meme uçlarına yol açabilir.3
Ağrılı meme sorunları: Bebek iyi emziremediğinde, anne sütünün göğüslerini boşaltamaz. Göğüslerde anne sütünün birikmesi, meme büyümesine, tıkalı süt kanallarına ve mastite yol açabilir.
Düşük bir anne sütü kaynağı: Zayıf bir mandal ve anne sütünün etkisiz bir şekilde çıkarılması anne sütü arzını hızla azaltabilir.
Duygusal stres: Emzirme zorlukları hayal kırıklığına ve emzirme güven eksikliğine yol açabilir.6 Bebek yeterince süt almazsa, korkutucu olabilir veya üzüntü ve suçluluk hissine neden olabilir.
Erken sütten kesme: Ağrılı emzirme, düşük anne sütü temini ve çok yavaş kilo alan sinirli, aç bir bebekle uğraşmak, hepsi erken sütten kesmeye yol açabilir.

Dil Bağı ve Dudak Bağı, Bebeklerde Hava Yutma ve Reflüye Neden Olabilir!

Dil Bağı ve Dudak Bağı, Bebeklerde Hava Yutma ve Reflü ye Neden Olabilir!

Saygın bir tıp dergisi olan "Pediatrics" te yayınlanan "Aerophagia Induced Reflux Associated with Lip and Tongue Tie in Breastfeeding Infants" isimli makalede dudak bağı ve dil bağı olan bebeklerde, emerken aşırı hava yutma (gaz yutma - aerofaji), sonrasında ağlama kolik ağrı ve burnunla birlikte gastroözofageal reflü (GERDH - GÖRH) görülme riskinin artabileceği vurgulandı. 

The Book: Tongue Tie – From Confusion to Clarity
Bu konu ile ilgili yeni hazırlanan başka bir kaynak kitap "The Book: Tongue Tie – From Confusion to Clarity", Tandem Publications tarafından basıldı ve çok ilginç bilgileri de bulabilirsiniz. Örneğin dil bağı olan bebeklerde anne ile bebek arasındaki bağın zayıflaması, katı gıdaya geçilirken zorlanma olması, çene yapısında değişiklik, ilerleyen yaşlarda dil yapısında dil bağı tiplerine göre değişiklik olması (örneğin dil ucuna kadar dil bağı olan - Tip I ön dil bağı olan bebeklerde, dilin yanlara doğru büyümesi - bulky tongue, kalp şeklinde dil ucu olması ... ) tükrük salgısında artış ya da konuşma döneminde tükrük sıçratılması gibi ...

Dil Bağı ve Dudak Bağı, Bebeklerde Hava Yutma ve Reflüye Neden Olabilir!

Dil bağı belirtileri bilimsel çalışmalar eşliğinde netleştirildikçe, bebeklik ve erişkinlik dönemlerinde ortaya çıkabilecek belirtileri de yavaş yavaş rehber kaynaklarda yayınlanıyor. Yukarıdaki kitap ve diğer web sitelerinde gördüğüm başka ilginç bilgiler:

- Erişkin ve dil bağı olan hastaların konuşurlarken kendi konuşmalarının kendilerine tuhaf gelebileceğinden konuşurlarken kendi konuşmalarına normalden daha fazla ettikleri
- Hızlı, yüksek sesle ya da yumuşak konuşma esnasında dil bağı olan erişkin hastaların zorlanması
- Alt çenede öne doğru protrüzyon olması (çene ağrısı ve boyun ağrısı!)
- Dil bağı olan erişkin hastaların alkol alınca konuşmada etkilenmenin daha hızlı olması
- Beklenenden daha önce biberona geçiş (vakumlama eksikliğine bağlı olarak), yanlış emme hareketleri ile süt alımının azalması, büyüme hızında azalma.
- Anne sütü yerine formül mamaya geçişin erken olması bebekte bağışıklıkta azalma ve enfeksiyon sıklığında artış olması.
- Dil bağı ve biberonla beslenen bebeklerde, biberonu vakumlarken zorlanma olması
- Dil bağı olan erişkin hastaların yetersizlik hissi, içine kapanma ve dış görünümleri hakkında hassasiyet durumunun olması. Bu durumda, annede de yetersilik hissi ve depresyonun görülebleceğini gösteren bilimsel çalışmalar da mevcut (kaynak: Tongue-tie). Bu konuyla ilgili UNICEF' in yayınladığı makaleyi okumak isterseniz >>  Breastfeeding and Postpartum Depression
- Dil bağı olan yaşlı hastaların diş protezlerini tutarken zorlanma olması gibi

Dil Bağının Belirtilerine Çene Ağrısı ve Boyun Ağrısı Eklendi!

Dilin çocukluktaki hareketi, dişlerin yerleştirilmesi ve gelişimi ve çenenin yapısı üzerinde büyük bir etkiye sahiptir. Dil bağı olduğunda, dil düzgün hareket edemez ve bu genellikle daha küçük bir ağız, çene ve damağa yol açar. Dilin hareketi esnasında, alt çenenin öne doğru normalden daha fazla hareket ettirilmesi, mandibulayı kafatasına bağlayan temporomandibular eklemde ağrıya neden olabilir. Aynı şekilde yardımcı boyun kaslarının da çene hareketinde kullanılması boyun ağrılarına neden olabilir. Temporomandibular eklem ağrısı ve boyun ağrıları gergin ve kısa dil bağlarında daha fazla görülebilir.

Dil bir kas mı yoksa vücudun bir organı mıdır? 

Dil, intrinsik kas ve ekstrinsik kastan oluşur ve mukoza ile kaplıdır. Hyoid kemik adı verilen yüzen bir kemiğe tutturulur. Bu yüzer kemik birçok kaslara bağlanır - ön, arka ve aşağı, bu da onu yerinde tutar. At nalı şeklindeki bu kemik, dil ve çevresindeki kaslar için bir sabitleme yapısı görevi görür. Bu olağanüstü kemik, dilin kökünde tiroid kıkırdağının hemen üstünde, çenenin altında, boynun orta çizgisinde bulunur. Hyoid kemiğin üzerindeki veya üstündeki dört kas, ağız tabanını oluşturan kaslara bağlanma sağlar. Bu serbest yüzen kemik, vücuttaki başka bir kemiğe bağlı değildir. Hyoid kemiğin pozisyonu, infrahyoid ve suprahyoid kasların sorumluluğundadır. Bu kaslar, yutma ve larinksin hareketi için çok önemlidir. Dört infrahyoid kaslara “strep kasları” denir ve hyoid kemiğinden klavikula veya skapuladan daha aşağıya bağlanır. 

Bebeklerde Dil Bağı - Çatallı Dil

Dil bağı olarak da adlandırılan ankiloglosi veya bağlı oral doku, rutin olarak teşhis edilmeyen tıbbi durumların nedeni olabilir. Baş ağrısı, omuz ve boyun ağrısı, hyoid kemiğe bağlı sıkı kaslardan kaynaklanabilir. Bir dil bağı ile bu suprahyoid kaslar tipik olarak sıkıdır, işlev görmeye çalıştığında dili çeker, ancak ağzın tabanına sabitlendiği için yapamazlar. Bu, dili normal hareket ve işlevden kısıtlar. Dilin hava yolunu korumak, çiğnemek, yutmak ve en önemlisi yüz gelişimi, konuşma ve sindirime yardımcı olmak gibi birçok görevi vardır.



Dil dördüncü haftada rahim içerisindeki bebekte geliştiğinde, ilk görevi maksillayı şekillendirmektir. Dil, damak genişliğinde güzel bir at nalı şekli oluşturmak için damağa ulaşmalıdır. Frenum sıkı, kısa veya ağzın tabanına tutturulduğunda, bu şekil gerçekleşmez veya normal yüz gelişimi etkilenebilir. Çok genç yaşta dil altındaki gerginlik serbest bırakılmazsa, gergin bir dili olan hastalar için gelecekte ortodontik tedavi planlanması olasıdır. Maloklüzyonun gelişme ihtmali yüksek olmaktadır.

Dil, Çene ve Yüz Kemiklerinin Şekillendirilmesinde Görevli Bir Organ Gibi Çalışır!


Dilin bebeklerde üst damağa doğru otortulduğunu ve bu şekilde çene kemiklerini yanlara doğru genişleten bir ekspander görevi gördüğünü biliyor musunuz?

Dil bağı olan bebeklerde, dilin ağız tabanına fikse olması nedeniyle bebeklerde üst damağa ve çeneye dil teması azalır ve üst damakta "kubbe damak", "derin ve dar bir damak yapısı" nın ortaya çıkmasına neden olabilir (uzun süreli burun tıkanıklığı ve ağız solunumu yapılması, genetik etkenler de bu damak yapısına neden olabilir). Yine dilin ağız tabanına yapışık olması ve alt çenenin iç yüzeyindeki diş etine bağlanması nedeniyle, hemm çene hem de dilin kendisinde olumsuz yapı etkilenmesi ortaya çıkabilir. Bazı hastalarda alt kesici dişlerin iç yüzeyindeki diş etlerinde çekilme, bazılarında alt çene de geriye doğru büyüme görülürken, dil bağının yerleşimi ve gerim basıncına göre bu etkiler değişebilir. Dilin yanlara doğru büyümesi, dil ucunda yuvarlaklaşma, çatallanma görülebilir. Yukarıdaki videoda tedavi edilmemiş bir dil bağı olan hastada aşağıaki özelliklerin hemen hepsini görebilirsiniz:

- kubbe damak, dar ve derin damak yapısı
- alt çenenin geride olması
- üst ve alt dişler arasındaki mesafenin çok fazla olması ve diş kapanma bozuklukları
- dil ucunda küntleşme
- diş taşı oluşumu

Dil Bağı Uyku Apnesine Neden Oluyor!

Ankiloglosinin neden olduğu dil ve / veya dudak bozukluğu nedeniyle, oral yapılar ve hava yolu normalden daha küçük olma eğilimindedir. Oral doku sarkmaya başlarsa, Obstrüktif Uyku Apnesi (OSA) ortaya çıkabilir. Bu durum, oral doku hava yolunu gece boyunca, genellikle 10 saniye veya daha fazla süre ile kapanmasına neden olabilir. OSA dinlendirici bir uykuya müdahale eder ve hatta kalp krizi veya inme riskine katkıda bulunabilir.

Kısa bir lingual frenulum emme, yutma ve konuşma güçlüğü ile ilişkilendirilmiştir. Kısa bir lingual frenulumun neden olduğu oral disfonksiyon, üst solunum yolu desteğinin boyutunu azaltan oral-fasiyal dismorfoza yol açabilir. Bu tür aşamalı değişiklikler uyku sırasında üst hava yolunun çökebilme riskini artırır. Obstrüktif uyku apne sendromu (OUAS), uyku sırasında üst hava yolunun anormal çökmesi ile ilişkilidir. Hem çocuklarda hem de yetişkinlerde bu anormal çökebilirlik, faringeal kas tonusunda ve refleks yanıtlarında temel değişikliklere neden olan uyku ile ilgilidir; uykunun genellikle yatık pozisyonda gerçekleştiği göz önüne alındığında; ve içsel ve dışsal faktörler: üst hava yolunun, "kritik basınç" değerlendirmesi ile incelenen çökebilirliği (kollapsibilite) vardır ve dışsal faktörler, artan çökebilirliğe yol açabilir. 

Normalde doğumda dil damağa yüksek yerleşmiştir ve emme, yutma ve çiğneme ile ilgili sürekli aktivitesi 13-15 yaşına kadar aktif olan intermiller sinkondrozun (eklemi oluşturan iki kemiğin kıkırdak yüzlerinin birbirleriyle birleşmesi) uyarılmasına neden olur ve normal oral- yüz büyümesi. Normal burun solunumu bu dil pozisyonu ile ilişkilidir.

Dil bağına bağlı olarak dilin pozisyonunda değişiklik ile anterior ve posterior çapraz ısırık, mandibula orantısız bir büyüme ve maksillada anormal bir büyüme ile sonuçlanan sekonder ortodontik etkiler ile ağız solunmasına yol açtığı gösterilmiştir. Tüm bu anatomik değişiklikler üst hava yolunun boyutunu etkiler ve uyku sırasında çökme riskini artırır. Dil bağının uyku apnesine yatkınlığa nede olduğunu vurgulayan bilimsel çalışma ve linki >> A frequent phenotype for paediatric sleep apnoea: short lingual frenulum - www.ncbi.nlm.nih.gov/pmc/articles/PMC5034598/

Dil Bağı Kısalığı Kendiliğinden Düzelebilir mi?

Konu ile ilgili literatürdeki yayınlardan size bahsetmek isterim.

Dil Bağı Kendiliğinden Düzelelir mi?
Dil bağı kısalığının ne demek olduğu ve hangi belirtilere neden olabileceği 1940' lı yıllardan itibaren anlaşılmaya başlanmış ve konu ile ilgili yayınlar gelmeye başlamıştır. Dil bağının normalden kısa ve kalın olması durumunda bebeklik döneminde emzirme ve beslenme sorunlarına, çocukluk döneminde konuşma zorluklarına ve daha büyüklerde ilave olarak olumsuz psikolojik etkilenmelere yol açabileceği gösterilmiştir. Smithells (Londra, 1959) tarafından dil bağı çok kısa olan bebeklerin memeyi emerken aşırı zorlanabileceği ve bu sırada kendiliğinden yırtılabileceğini belirtmiştir. Konu ile ilgili ayrıntılı bilgiler bulabileceğiniz linkler >> Tongue tie -- Hall and Renfrew 90 (12): 1211 -- Archives of ... - Spontaneous Rupture of Tongue-tie

Dr.Shafer 2009 yılında, dil bağının bebeklik döneminde kendiliğinden de yırtılabileceğini bildirmiştir. Dil bağı kısa ve kalın olarak gelişen çocukların ilerleyen zamanda diş problemleri (mandibuler insisiv dişler arasında aralık ortaya çıkması) ve çeşitli harfleri ("l","r","t","n","th", "sh" ve "z") söylerken zorlanma olabileceğini vurgulamıştır. İlgili yazıyı okuyabileceğiniz link >> Shafer'S Textbook Of Oral Pathology (6Th Edition)

Dr.Purkait, 2011 yılındaki kitabında, dil bağının konuşma sorunlarına neden olabileceği ve dil bağı kısa olan insanların "lemonade" kelimesini "wemonade" olarak söylemek zorunda kalabileceğini bildirmiştir. İlgili makaleyi okuyabileceiğiniz link >> Essentials of Oral Pathology - Sayfa 22

Dil bağı kısalığı erişkin
Dil bağının yırtılması erişkinlik döneminde nadirdir. Bunun nedeni, yaş büyüdükçe dil bağının daha kısa ve kalın olmasıdır. Bazı erişkin ve dil bağı kısa olan hastalarım, uzun süreli konuştuklarında ya da dillerini ağız dışına çıkarmaya çalıştıklarında, dil bağı üzerinde kızarma ve nadiren kanama olduğunu ifade ettiler. Konu ile ilgili yurt dışında erken dönemde dil bağının fark edilebilmesi için, dil bağı farkındalık grupları oluşturulmaya başlanmıştır. Yandaki fotoğrafta, dil bağı olan erişkin bir hastanın dil ucundaki çatallanma, dil bağının kalın ve damarlı olduğu görülmektedir.

Bebeklerde Dil Bağı Ne Zaman Kesilmelidir?

 Aslında Amerikan Pediatri Akademisi' nin emzirme sorunu olan ve emzirme danışmanlığı ile düzelmeyen, dil bağının fark edilir edilmez kesilmesi gerektiğini önermesinin nedeni, bebeğin en erken dönemde alabileceği anne sütünü mümkün olduğunda ulaşabilmesi ve bekletildikçe eklenen dil bağına bağlı sorunlardan ve bunlarla ilişkili gerekli tedavi süreçlerinden kaçınılması içindir (kaynaklar: Tongue-tie - Better Health Channel / Frenotomy for breastfed tongue-tied infants: a fresh look at an old procedure). Gerçekten konu ile ilgili şuan tartışmalı bilgiler fazla ancak dil bağının bu kadar çok belirtiye neden olabileceği hiç bir eski kaynakta yazmıyor kaynaklarda son 5 yıl içerisinde tedavi şekilleri, dil bağı sınıflaması ve dil bağı belirtileri ile ilgili ciddi ifade değişiklikleri ve yeni bilgiler mevcut. 

Bebeğinizde Dil Bağı Kesilmeli midir?

Bebeğinizde Dil Bağı Kesilmeli midir?

Yenidoğanda dil bağı varsa ancak emzirmede sorun yoksa, o zaman bir frenotomi gerekli değildir. Dil bağı elastik ve gevşekse, dilde hareket kısıtlanmasına mimimal etki ediyorsa beklenilmesi, emzir danışmanlığının yapılması uygundur. Bununla birlikte, çocuğunuz mandallama konusunda sorun yaşıyorsa ve emzirmek için çok rahatsız edici buluyorsanız, bu prosedürü almayı düşünebilirsiniz.

Sıkı bir dil bağının kesilmesi, bebeğinizin dilinin daha özgürce hareket etmesini ve ağzını yeterince dışarı çıkmasını sağlar, böylece iyi bir şekilde memeye sabitlenme ve iyi bir mandallama yapabilir. Yeni doğmuş bebeğiniz daha iyi yakalandığında, daha fazla anne sütü alabilir ve emzirme her ikiniz için daha kolay ve daha rahat hale gelmelidir.

Bir frenotomi bazı çocuklar için cevap olsa da, tüm emzirme problemlerini çözmez. Bu nedenle, bebeğinizin işlemden sonra bile hala emzirme güçlüğü yaşama ihtimali vardır. Bununla birlikte, birçok yenidoğan ve anne için emzirmeyi daha başarılı hale getirebilir ve daha uzun süre devam etmesine yardımcı olabilir. Özellikle kalın arka dil bağı olan bebeklerde işlem sonrasında hissedilen ağrı ve ilk hafta meme reddi olasılığı daha fazla olabilir. 

American Academy of Pediatric Dentistry (Amerikan Pediatrik Diş Hekimliği Akademisi)' e ait Ankyloglossia in the Infant and Young Child: Clinical Suggestions for Diagnosis and Management (Bebek ve Küçük Çocukta Ankiloglosi: Klinik Tanı ve Yönetim İçin Öneriler) isimli tanı ve tedavi rehberi linki >> https://www.aapd.org/globalassets/media/publications/archives/kupietzky-27-1.pdf Bu rehberde, kulak burun boğaz uzmanları, ağız cerrahları, çocuk doktorları, konuşma terapistleri ve emzirme danışmanları dil bağının çeşitli yönleri hakkında farklı görüşler dile getirebileceği, bebeklerde özellikle beslenme bozukluğu olduğunda cerrahi tedavinin önem vurgulanmış. Bu rehberde önerilen, sadece emzir danışmanlığı ve hemşirelik hizmetleri ile düzelmeyen beslenme sorunları olan bebeklerde ve konuşma sorunları olan çocuk ve erişkinlerde ameliyatın tedavi seçeneği olarak düşünülmesi gerektiğidir. Yani her dil bağının ameliyat edilmesi gerekli değildir.

Dil Bağı ve Artikülasyon Bozukluğu

2 Farklı Yanlış Eski Bilgi: “Dil Bağı Konuşma Bozukluğu Yapmaz” ya da “Dil Bağı Kendiliğinden Düzelir”

Dil bağı konuşmada gecikmeye neden olmaz ancak; sesin şekillendirilmesinde (artikülasyon) soruna neden olmaktadır Özellikle bebeklerde serbest dil alanı 16 mm den daha kısa olan ve yetişkinlerde Ferrés-Amat Fonksiyonel Dil Bağı Sınıflandırılması' na göre interdental aralığın çok az bir kısmını kat edebilen dil ucu olduğunda dil kısıtlanması fazladır, konuşmada netlik bozulması ve seslerin şekillendirilmesinde sorun olmaktadır.

Sözlü dilimiz çok genç yaşlarda başlar. İlk kelimeler, anne, baba gibi sesler bebekler için normaldir. Bebekler sesimiz ve sözlerimizle büyülenirler. Dillerin hareketi, kelimelerin ve çalışma kelimelerinin cümlelere telaffuz edilmesi için önemlidir. Başkalarıyla net etkileşim olmadan, sosyal konuşma becerileri engellenebilir. Dilin birkaç görevi bulunmaktadır. Konuşmanın netliği kesinlikle çok önemlidir. Dilimizin, harfleri, kelimeleri ve cümleleri seslendirmek için damağa doğru hareket etme ve damağa rahat bir şekilde ulaşması gerekmektedir. Doğası gereği performans gösteremezse, lisping (peltekçe konuşmak) ve diğer bozukluklar ortaya çıkabilir. Kendinizi test edin - dil ucunuzu alt ön dişlerinizin altına yerleştirin, itin ve tutun, şimdi konuşmaya çalışın.

Dil bağınınkonuşma üzerindeki gerçek etkisi tam olarak anlaşılamamıştır. “t”, “d”, “z”, “s”, “th”, “n” ve “l” lingual seslerini telaffuz ederken dilin ağzın çatısıyla temas etmesi gerekir. Dil ciddi şekilde kısıtlandığında ve ağız çatısına ulaşamadığı zaman, çocuk artikülasyon ile ilgili problemler yaşayabilir. Bazen ufak bir ses değişikliği ciddi anlam değişikliğine neden olabilir örneğin: "arı" yerine "ayı" denilmesi gibi.

Horton ve arkadaşları tarafından neredeyse 40 yıl önce yazdıkları makalede, dil bağının aynı şekilde konuşmayı engellemek yerine artikülasyon bozukluğu ile (kelimelerin yanlış telaffuz edilmesine) örneğin İngilizce “Ls” yerine “Ws” denilmesi (“lemonade” yerine “wemonade” söylenilmesi) daha çok belirti verdiği vurgulanmış. Tabiki, “arka dil bağı neydi?” ve “ön dil bağı kaça ayrılır?” soruları belki o zamanlar bilimsel olarak yanlış ifadeler olarak kabul edilebilirdi. Makalenin linki >> https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/5251442/

Messner ve Lalakea tarafından yapılan ve uluslararası en saygın dergilerden bir tanesinde yayınladıkları bilimsel çalışmalarında, dil bağı olan çocuklarda konşma başlama yaşının etkilenmediği ancak, dil bağının artikülasyon bozukluğuna ve konuşurken aşırı zorlanmaya neden olabileceğini vurgulamışlardır. Yazarlar hangi hastada konuşma bozukluğu ortaya çıkabileceğini anlamanın basit ve pratik bir yolu olmadığını savunsalar da; yukarıda paylaştığım Amerikan Akademisi' ne ait sayfada ileri derecede dilin bağlı olması durumu yani Tip 1 ön dil bağı (ve belki tip 2 ön dil bağı) olan hastalarda konuşma bozukluğu olması muhtemeldir. Bu çalışma 2003 yılında yapılmış ve 13 yılda, dil bağının ne olduğu ve nasıl olduğu konusunda çok değişiklikler oldu … Çalışmaya ulaşabileceğiniz linkler >> http://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/12748571 / http://oto.sagepub.com/content/128/5/746.long

“Dil altı bağı konuşmaya engel mi?” sorusunun cevabı yakın zamana kadar tartışmalıydı. Özellikle dil altı bağı tip 1 ön dil bağı şeklinde olan ve dilin ucuna kadar dil bağı uzanan hastalarda bu soruya “evet” olarak yanıt vermek bilimsel olarak yanlış olmaz. Yabancı sosyal paylaşım gruplarında, aylarca konuşa treapistine giden ve dil bağı kesildikten sonra bir anda konuşmasında hızlı düzelme görülen çocukların anlatıldığı paylaşımları bulabilirsiniz.

Amerikan KBB & BBC Akademisi' nin 2015 yılında hazırlanmış sayfasında (http://www.entnet.org/content/tongue-tie-ankyloglossia - bu linke tıklandığında farklı bir linke yönlendiriliyor şuan) dil bağı sınıflandırılmasına göre bilgi verilmemiş çoğu dil bağı olan çocukta konuşmanın kolay etkilenmeyeceği, dil bağı kesilmesi işlemi yapılmayan bebeklerde özellikle 3 yaş civarında belirginleşmeye başlayan ingilizce “l, r, t, d, n, th, sh, z” seslerini çıkartırken zorlanmaya neden olabileceği vurgulanmış. Aslında bu web sayfasında da (özellikle Tip 1 ve Tip 2 ön dil bağı belirtilerinden olan) dil ucunda çatallaşma varsa, dil ucu üst diş etlerine değdirilemiyorsa, dil ucu ağı çatısına değdirilemiyorsa, dil ucu yanlara hareket ettirmede zorluk varsa bu dil bağına sahip olan çocuklarda artikülasyon bozukluğu ortaya çıkması muhtemeldir şeklinde özetlenmiş.

İrlanda' dan güzel bir makeleyi paylaşmak isterim. Makele sayfasında paylaşılan videoda, 6 yaşında ve tedavi edilmemiş dil bağı olan “Ellen” isimli kız çocuğu, 1 ay öncesine kadar hiç konuşmuyor … 1 ay önce yapılan dil bağı kesilmesi işlemi sonrasında dil ve konuşma becerilerinde çok hızı gelişme ortaya çıkan hastanın annesi aynı zamanda, karakter değişikliğinin olduğunu vurguluyor. Dil bağının zararları, olumsuz sağlık etkileri doktorlar tarafından bu videoda anlatılıyor. İşte makalenin linki (tıklayınca ayrı sayfada açılıyor) >> http://www.irishexaminer.com/video/lifestyle/video-tongue-ties-in-babies-the-untethered-truth-415988.html

Daha önce dil bağının yeni sınıflandırma sistemine göre nasıl sınıflandırıldığını, her dil bağının aynı olmadığı gibi; dil bağlarının çeşitlerine göre neden olabilcekleri belirtilerin farklı olabileceğini vurgulamıştım. Bu videoda arada gösterilen dil bağı “Tip I Ön Dil Bağı”. Muhtemelen kız çocuğunun 6 sene boyunca dilinin hareketleri ileri derecede kısıtlanmış.

kısa lingual frenulum,dil bağı belirtileri,yetişkinlerde dil bağı,dil bağı tanımı,tongue tie,ankiloglossi,bebeklerde dil bağı,kısa dil bağı,dil bağı tedavisi,dil bağı ameliyatı,

Eski kaynaklarda dil bağı sınıflandırılması ve dil bağının çeşitleri yazmadığı gibi; “dil bağı konuşmaya engel mi” ya da “dil bağı konuşma bozukluğu yapar mı” sorusuna cevap olarak “hayır” deniliyordu. Videoda da izleyeceğiniz iki doktor ve ara yazılarında, dil bağı kesilmesi işleminin çok basit ve küçük bebeklerde ofis şartlarında yapılabileceği, bu basit işlemin hastada konuşma bozukluğu, psikolojik sorunlar, gelişme bozukluğu ve daha bir çok olumsuz sağlık etkisinin ortaya çıkmasını engelleyebileceği, anne sütü alımının önemi ve dil altı bağının bebeklerde meme emmeyi zorlaştıracağı vurgulanmaktadır.

Dil bağı ile ilgili insanların bilgilendirilmesi ve bebeklerin bu basit bir işlemle önlenebilir duruma bağlı olası olumsuz sağlık etkilerinin önlenebilmesi hakkında bilgiler bulunan ingilizce http://tonguetie.net/ web sitesinde dil bağı ile ilgili görseller bulabilirsiniz. Yazarların bu web sitesinde vurguladıkları güzel birkaç cümleyi sizlerle paylaşmak isterim: “tedavi edilmemiş dil bağına bağlı geniş kapsamlı ve değişen derecelerde yüz ve dişlerin yapısında ve oral fonksiyonlarda etkilenme olmaktadır. Bu nedenle, emzirme, yemek yeme, sindirim, öpüşme ve sosyal beceriler olumsuz etkilenebilmektedir”. 

Konu ile ilgili çalışmalarını yakından takip ettiğim ve dil bağının sınıflandırılması, dil bağının belirtileri ve gerçek anatomik detayları hakkında bir çok makale hazırlamış olan Dr Lawrence Kotlow' un web sitesi >> http://www.kiddsteeth.com ve yeni çıkan “SOS 4 TOTS" isimli kitabı için hazırlanmış web sayfaları >> http://tbmbooks.corecommerce.com/sos_4_tots.html / http://www.kiddsteeth.com/breastfeeding.php#sos”)

 Yine Amerika' dan yaklaşık 30 yıllık dil bağı ve dudak bağı konusunda tecrübesi bulunan Dr Brian Palmer' ın sunum ve makelesine ulaşabileceğiniz link >> http://www.brianpalmerdds.com/frenum.htm

Bu sunumda, dil bağı kesildikten sonra ağız içi kas egzersizleri ile “yutmanın yeniden öğretilmesi” ve konuşma bozukluğu varsa yine konuşma ve dil patoloğundan destek alınması vurgulanmaktadır Dil bağının kendiliğinden geçmeyeceğini ve nadiren az miktarda yırtılma olabileceği bilgisini de bulabilirsiniz.

Konu ile ilgili ve tecrübeli diğer bir kişi Avustralya' dan dil ve konuşma patoloğu Dr Caroline Bowen' in web sayfasında dil bağı ve konuşma üzerine etkilerini bulabilirsiniz >> http://www.speech-language-therapy.com/tonguetie.html Dil bağının konuşma başlama yaşına etkisi ve çocuklarda neden olabileceği konuşma bozuklukları hakkında güzel bilgiler mevcut.

Dil ve konuşma patoloğu Maya Sanghi tarafından yazılmış, dil bağı ve konuşma becerileri üzerine olmsuz etkileri hakkında yazılmış ve Hindistan' dan güzel bir web sitesi linki >> http://www.indiaparenting.com/raising-children/134_301/dealing-with-tongue-tie.html Aynı zamanda http://www.indiaparenting.com/ web sitesinde konu ile ilgili bir çok ailenin yazdığı, dil bağı belirtileri,dil bağınin konuşma üzerine olan etkileri ve dil bağı kesildikten sonraki konuşma üzerine olumlu etkileri konusunda bilgiler bulabilirsiniz.

Kabaca siz de kendiniz Tip 1 ön dil bağı olan bebeklerin yaşadıklarını hissedebilmek için, dilinizin ucunu alt kesici dişlerinize değdirin ve konuşmaya, yutmaya ya da ağzınızda ki bir lokmayı geriye doğru ilerletmeye çalışın. Ne kadar zor değilmi ...Konuşurken alt çenenizi bazı sert ünsüz kelimelerde abartılı olarak dışarıya ve öne doğru çıkardığınızı, yutkunma esnasında fazladan hava yuttuğunuzu, arka dişerinize yakın lokmaları hareket etttiremediğinizi, dilin orta kısmını daha çok kullanmaya çalışarak konuştuğunuzu fark edebilirsiniz. Anne sütü emmek zorunda kalan bebeklerde, bebeğin karnını doyurabilmesi için anne sütünü memeden vakumlayabilmesi, memenin kahverengi bölümüne dilin ucuyla baskı uygulayabilmesi ve dilin orta kısmıyla süt kanallarına baskı yaparak ağzına bol miktarda süt fışkırtması gerekmektedir. Dili bu şekilde bağlı olan bebekler, yeterli miktarda sütü ağız içerisine çekemezler, dil bağının türüne ve yerleşimine göre bu emzirme sorunun miktarı değişebilir. Şimdi, mantık olarak dil ucuna kadar yerleşen dil bağı olan bebeklerde Amerikan Akademisi' nin vurguladığı gibi konuşmanın etkilenmesi (artikülasyon problemleri) daha olasıdır. Bilgiler netleştikçe yakın zamanda dil bağının önemi, hastaların erken tedavi edilmesi konusunda daha geniş katılımlı bilgilendirme araçları hazırlanacaktır.

“Dil bağı kendiliğinden düzelir” ya da “1-2 yaşını bekleyin” şeklinde yaklaşımlar sadece bebeklerde özetlenilen bu sorunların ortaya çıkmasına neden olmakla kalmayıp; işlemin daha zorlaşmasına ve belki tedavi sonrası hastanın konuşma, beslenme ve tüm dil fonksiyonlarında daha uzun bir zamanda normaleleşme ortaya çıkmasına neden olacaktır.

Dil Bağı Neden Olur?

Dil Bağı Neden Olur?

Ankiloglosi, genel popülasyonun % 4-5'inde bildirilen konjenital bir anomali olarak kabul edilir. Otozomal X'e bağlı baskın bir özellik olarak kalıtsal olabilir (erkeklerde daha yaygındır). Beckwith-Wiedemann, orofasiyal dijital sendrom, yarık damak ve Optiz sendromu gibi genetik olarak ilişkili sendromlarda kısa bir lingual frenulum bildirilmiştir, ancak bu sendromlarla ilişkili tüm mutasyonlar bilinmemektedir. TBX22 genindeki (bir T-kutu transkripsiyon faktörü) ve antitloglosisi olan farelerde, öksüz bir G-proteini bağlı reseptör olan ankiloglossia ve yarık damak olan kişiler üzerinde genetik çalışmalar yapılmıştır. Bu mutasyonları olan dişiler sadece kısa lingual frenula ile ortaya çıkabilir. 

Bebeklerde Dil Bağı ve Emzirme

Bebeklerde Dil Bağı ve EmzirmeBir dil bağı, yenidoğanların yaklaşık % 5-10' unda bulunabilen nispeten yaygın bir durumdur. Bir bebeğin dil bağı olduğunda, frenulum veya dili ağzın dibine bağlayan doku parçası kısadır, sıkı veya kalın olabilir. Dilin serbestçe hareket etmesini ve bebeğin dilinin diş etlerini geçmesini engelleyebilir. Bebek ağladığında veya dışarı itmeye çalıştığında dil kalp şeklinde bile görünebilir. 

Dil bağı olan bazı bebekler herhangi bir sorun olmadan meme emebilir ve bazıları meme emerken ciddi zorlanırlar. Gerçekten bu durum bebeğe ve dil bağının şiddetine bağlıdır. Yani bütün dil bağlarında emzirme sorunlarının görülmesi şart değildir. Örneğin Tip 3 elastik ön dil bağlarında bazen hastalarda hiçbir belirti ortaya çıkmayabilir.

Bebekler meme emerken dilini göğsüne takarken kullanırlar. Meme ucunu ve çevresindeki areolaları ağızlarına almak için dillerini uzatırlar. Ayrıca dillerini areola etrafında iyi bir sabitleyici mühür oluşturmak için kullanırlar. Ancak, dil bağı olan bir bebek, göğsüne mandallamak ve mandalı iyi sabitlemek için ağzını açamayabilir. Dilin bağlı ve kısıtlı olması bebeği emerken meme başının altındaki süt kanallarını sıkmak için gerekli hareketleri yapmasını engelleyebilir. Zayıf bir mandal ve emme zorluğunun kombinasyonu, bebeğin anne sütünü memeden etkili bir şekilde çıkarmasını önleyebilir. 

Dil Bağı Tedavisi

Cerrahi müdahale

Ankiloglossi için cerrahi müdahale endikasyonları tartışmalıdır. Ankiloglosinin emzirme güçlüğünde oynadığı rolde klinisyenler arasında farklılıklar vardır. Bir çalışma, çocuk doktorlarının yüzde 10'unu, kulak burun boğaz uzmanlarının yüzde 30'unu ve laktasyon danışmanlarının yüzde 69'unu ankiloglosinin sıklıkla emzirme sorunlarına neden olduğunu vurgulamaktadır. Bu tutum ve inançlar kulak burun boğaz uzmanına sevk yöntemlerini cerrahi müdahale için etkileyebilir. Dil bağı ve emzirme sonuçlarının tedavisi ile ilgili literatürün yakın tarihli bir sistematik incelemesi, frenotominin anneler tarafından bildirildiği gibi gelişmiş emzirme ile ilişkili olabileceğini gösteren kanıtlar göstermiştir. 

Konservatif önlemler yeterli değilse, ankiloglosiyi tedavi etmek için çoklu Frenotomi olmayan en yaygın ameliyattır. Bu, lingual frenulumun “kesilmesi” ile yapılır ve genellikle minimal kanama ile ofis ortamında lokal anestezi olmadan yapılabilir. Potansiyel yan etkilerin bazıları arasında kanama, ağrı, skar oluşumu ve dikkatle yapılmazsa çevre yapılara verilen hasar yer almaktadır.

Bebek işlemden hemen sonra beslenebilir. Dili bağlayan bir yara izi oluşursa, bir frenotominin tekrarlanması gerekebilir. Alternatif olarak, frenuloplasti yapılabilir. Bu prosedür genel anestezi gerektirir ve dikişlerle kapatılan frenumu serbest bırakmak için bir veya daha fazla Z-plasti içerir.  Bunun dışında dil bağı dokusunun çıkarılmasını içeren "frenektomi" işlemi, dil bağının yeniden yapışma riskini azaltabilmektedir. Özellikle genel anestezi gerektiren bir revizyon cerrahisi düşünülüyorsa, beslenme zorluğu veya yutma güçlüğü için tanımlanamayan bir neden olmadığından emin olmalısınız.

Dil Bağı Ameliyatı

Erken dönemde dil bağı serbestleştirme işlemlerinin uygulanması bebekte, olası dil fonksiyonlarının etkilenmesinin önüne geçecektir. Dil bağı ameliyatı (lingual frenektomi: doku çıkarılması şeklinde, frenotomi: basit kesi şeklinde yapılması:) ya da hipertrofik lingual frenulum plastiği, dil bağının kesilerek dilin yeniden serbestleştirilmesi ameliyatıdır. Ufak bebeklerde genellikle lokal anestezi altında yapılabilmektedir. Daha büyük çocuklarda, damarlı ve kalın dil bağı olanlarda genel anestezi ve ameliyathane şartları gerekebilmektedir. Dil bağı, dil altından geçen damar ve sinirler korunarak bistüri, makas, elektrokoter, lazer ya da thermal welding yöntemi ile kesilebilir. Dil bağı ameliyatı sonrasında, dil bağının yeniden yapışmasını engellemek ve dil hareketlerinin en kısa sürede normale gelebilmesi için çeşitli dil egzersizleri ve bebeklerde dil bağı masajı önerilmektedir. Dil bağı ameliyatı sonrasında, erişkin hastalarda, dil ucuna yönelik basit egzersizler yaptırılabilir.

Bir frenotomi (frenulotomi olarak da bilinir), dil bağı olan bebekler için küçük bir ameliyat veya prosedürdür. Çocuğunuzun dilindeki frenulumun basit bir parçası kesilmektedir. Doktor lokal anestezi kullanabilir, ancak çoğu yenidoğan anestezi olmadan idare edebilir. Fazla kanama yapmaz ve dikişlere genellikle ihtiyaç duyulmaz.

Ankiloglosinin cerrahi tedavisini çevreleyen literatürün çoğu emzirme güçlüğü ve sonuçları üzerine yoğunlaşmıştır. Emzirme güçlüğü dışındaki sorunlar için frenotomi sonuçları ile ilgili güçlü bilimsel kanıt ve veriler sınırlıdır (kaynak >> Kids ENT Health Month: Ankyloglossia). 

Dil bağı ameliyatı öncesi ve sonrası fotoğraf / videoları

Bebeklerde dil bağı ameliyatı frenektomi öncesi ve sonrası
Yukarıdaki fotoğrafta, hastanede ameliyathane şartlarında sedasyon anestezisi altında yapılan, bebekte dil bağı ameliyatı - frenektomi öncesi ve sonrası dil görünümü mevcuttur. Dilin altındaki mor renkte görünen dikişlerin hepsi kendiliğinden eriyebilen özellikteki dikiş materyalleridir. Çene altı tükürük bezinin kanallarına yakın olan kesi alanına bu dikişlerden atılmamıştır.

Revizyon Dil Bağı Ameliyatı
Yukarıdaki fotoğrafta, önceden başka bir klinikte basit dil bağı kesisi yapılmış ve yeniden yapışıklığa bağlı olarak dil hareketlerinde kısıtlanma, beslenme sorunları ortaya çıkan bebekte, hastanede ameliyathane şartlarında sedasyon anestezisi altında yapılan, revizyon dil bağı ameliyatı - frenektomi öncesi ve sonrası dil görünümü mevcuttur. Dilin altındaki mor renkte görünen dikişlerin hepsi kendiliğinden eriyebilen özellikteki dikiş materyalleridir. Çene altı tükürük bezinin kanallarına yakın olan kesi alanına bu dikişlerden atılmamıştır.

Dil bağı ameliyatı
Yukarıdaki fotoğrafta, thermal welding cihazı ile lingual frenektomi operasyonu yapılan bebeğin, operasyon öncesi ve sonrası görüntüleri yer almaktadır.

Dil bağı ameliyatı frenektomi
Yukarıdaki fotoğrafta, thermal welding cihazı ile lingual frenektomi operasyonu yapılan 7 aylık bebeğin, operasyon öncesi ve sonrası görüntüleri yer almaktadır. Hastanın çene altı tükürük bezinin açılma alanına yakın olan, kesi bölgesinin altta kalan kısmına dikiş atılmamıştır. Tüm atılan dikiş materyalleri kendiliğinden eriyebilen özelliktedir. Buradaki dikiş atılmasının amacı kanama kontrolünün yanında kesi yerinin dikey düzlemde iyileşmesini sağlamak ve dil ucunda az miktarda göreceli sivrileşme etkisinin sağlanmasıdır.

Genel olarak, bir frenotomi hızlı, basit ve güvenlidir. Bununla birlikte, tüm prosedürler için riskler vardır. Ve nadir de olsa, bir frenotomi ağrıya, kanamaya ve enfeksiyona neden olabilir. Bu yüzden eğitimli bir sağlık hizmeti sağlayıcısı tarafından gerçekleştirilmesi çok önemlidir.


Yukarıdaki videoda, yetişkin hastada dil bağı ameliyatı ve öncesi dil altı görünümü mevcuttur. Dil bağı dokusu çıkarılması ameliyatı (frenektomi) yapılan hastanın, ameliyat sonrasında dil altında eriyebilen dikiş materyalleri ve lokal anestezik etkisine bağlı dil ucundaki ödem görülmektedir.

Yetişkin Hastada Dil Bağı Ameliyatı Öncesi ve Sonrası
Yukarıdaki fotoğrafta, ofis şartlarında, lokal anestezi altında  yapılan yetişkinde dil bağı ameliyatı  - frenektomi öncesi ve sonrası dil görünümü mevcuttur. Dilin altındaki dikişlerin hepsi kendiliğinden eriyebilen özellikteki materyallerdir.

Erişkin dil bağı ameliyati
Yukarıdaki fotoğraflarda, ofis şartlarında, lokal anestezi altında  yapılan yetişkinde dil bağı ameliyatı  - frenektomi öncesi ve sonrası dil altı görünümü mevcuttur. Dilin altındaki dikişlerin hepsi kendiliğinden eriyebilen özellikteki materyallerdir.


Yukarıdaki videoda ve aşağıdaki iki fotoğrafta, ofiste lokal anestezi altında yapılan, erişkin hastada dil bağı ameliyatı - frenektomi öncesi ve sonrası dil görünümü mevcuttur. Dilin altındaki beyaz renkte görünen dikişlerin hepsi kendiliğinden eriyebilen özellikteki dikiş materyalleridir. Çene altı tükürük bezinin kanallarına yakın olan kesi alanına bu dikişlerden atılmamıştır.

Erişkin Hastada Dil Bağı Operasyonu Öncesi ve Sonrası

Dil bağı ameliyatının riskleri hakkında bilgiler bulabileceğiniz link >> Dil Bağı Ameliyatının Riskleri, Uyarılar ve Önlemler

Dil bağı ameliyatı ile ilgili ayrıntılı bilgiler bulabileceğiniz link >> Dil Bağı Ameliyatı (Hipertrofik Lingual Frenulum Tedavisi)





Dr. Murat Enöz
KBB & BBC Uzmanı (MD, Otorhinolaryngology, Head and Neck Surgeon - ENT Doctor in Istanbul)

Muayenehane (Private Office):
Adres (Address): İncirli Cad., No:41, Kat:4, Dilek Pastanesi Üstü (Dilek Patisserie Building), Posta kodu: 34147, Bakırköy - İstanbul
Randevu Tel (Appointment Phone): 0212 561 00 52
Cep tel (Mobile phone): (+90) 533 6550199
Fax: (+90) 212 542 74 47

Yorumlar