Dil Bağı Ameliyatı Sonrasında Dildeki Çatallanma Düzelir mi?

Dil Bağının Kesilmesi Dil Ucundaki Yapısal Değişikliklerin Düzelmesini Sağlayabilir mi?

Dil Bağı Ameliyatı Öncesi ve Sonrası - Dil Bağı Kesilmesi Öncesi ve Sonrası - Dil Bağı Ameliyatının Etkileri - Çatal Dil


Dil bağı olan insanlar, konuşma, yemek yeme ya da nefesli bir müzik aleti çalma gibi farklı aktiviteleri yaparken dillerini dışarıya doğru çıkarma hareketi yaparlar ve buna bağlı olarak en fazla dilin uç kısmında gerilme olmaktadır. Dil ucunu ağız dışına çıkarma çabasına bağlı olarak uzun dönemde dil ucunda yarıklanma, çatal dil görünümü ortaya çıkabilir. Özellikle dil bağı kısa ve kalın olan hastalarda dil ucunda kalıcı yapısal değişiklik olabilir ve dil bağı kesilse de bu yarıklanma ortadan kalkmayabilir.

Dili, ağız tabanına tam yapışık olan hastalarda uzun dönem içerisinde dil yapısında değişiklik olması daha olasıdır. Dil bağı ne kadar erken dönemde kesilirse, bu gibi sorunların görülme olasılığı o kadar azdır.

Dil bağının bebeklerde ve annelerde, sosyal ve psikolojik etkileri olabilmektedir. Yukarıdaki fotoğrafta kısmen damarlı dil bağı olan hastanın, "Çatal Dil" görümü özellikle dil ucu kaldırıldığında belirgindir.

Dil Bağı Türüne ve Gerim Şiddetine Göre Dil Yapısında Değişiklikler Görülebiliyor!


Yukarıdaki videoda görüldüğü gibi dil bağı il uzuna yakınsa "kalp şeklinde dil" ya da "çatallı dil", biraz daha gerideyse "v şeklinde dil", biraz daha geride ve mukoza altında ise "tas şeklinde dil" yapısı ortaya çıkabilmektedir. Dilin üzerindeki kalın beyaz tabaka bekleyen sütün ya da reflü ye bağlı asit temasının bir sonucu olabilmektedir. Dil bağı olan hastalarda, dili kısa ve geniş olabildiği hatta gözle görülemeyen ve elle muayene esnasında fark edilen arka dil bağı olan (özellikle gergin yapıda arka dil bağı olan) hastalarda dilin yanlara doğru daha geniş olabildiği, ortasının çökük ve kısa görüntüsü ortaya çıkabileceği, bu durumun geçmişte söylenilen "kısa dil" ifadesinin karşılığı olabileceği düşünülebilir. Benzer makale linki >> Dil Bağının Türüne ve Gerim Şiddetine Göre Dilde Yapısal Etkilenme Değişiyor ...

"Düzleşmiş veya Kare - Yuvarlak Dil Ucu"


Aslında dil bağı olan bebeklerin bir çoğunda dil ucunun normal sivri yapısı yerine yuvarlak ya da sivri olmayan yapısı fark edilebilir. Dil bağı dil ucuna yaklaştıkça ve gerginliği arttıkça dil ucu ağız tabanına doğru çekilir ve dil ucundaki "yuvarlaklaşma", "çentiklenme" ya da "çatallı" görünüm kaçınılmaz hale gelebilir. Özellikle müzikli enstrüman aleti çalan ve Tip 1 ya da Tip 2 ön dil bağı olan erişkin hastalarda, dil ucunu zorla kullanılma çabasına bağlı "dil bağında kendiliğinden yırtılma", "dil bağında kanama olması" ve hatta zamanla orta hattaki yarıklanma belirgin hale gelerek dil ucunda ciddi çatallı dil (yılan dili kadar olmasa da!) ortaya çıkabilmektedir. Kendiliğinden dil bağının yırtılarak düzelmesi oldukça nadiren ortaya çıkmaktadır. Özellikle dil ucu ile dil bağının başlama noktası arasındaki mesafe (serbest dil alanı) ' nin kısa olduğu ve dil bağının kısa olduğu hastalarda, dil ucunun orta hattan geriye ve aşağıya doğru çekilmesine bağlı olarak "kalp şeklinde dil ucu" ve "v şeklinde dil" görülebilmektedir.

Tas Şeklinde, Kenarları Belirgin Dil Yapısı


Özellikle dilin ön-orta bölümünden ağız tabanına çekilmesi durumunda, dilin kenarları daha belirgin hale gelebilir. Bu şekilde dil bağı olan (gergin arka dil bağı olan) bebeklerde, lokmanın ağızda bekletilmesi, reflü (bu son ikisine bağlı dilin üst yüzeyinde beyaz tabaka görülebilir), yutarken klik sesi gelmesi ortaya çıkabilir. Bazen vakum basıncındaki azalma ve yetersiz beslenme ortaya çıkabilir.

İlginçtir, bazı insanlar dillerini bir tüpe dönüştürebilir ve bazı insanlar yapamazlar. Bunu basit bir durum olarak düşünebilirsiniz. Bu, ders kitaplarındaki temel genetik ilkeleri göstermek için kullandıkları en yaygın özelliklerden biri olabilir. Ancak, tartışmalı bir konu olmaya devam etmektedir. "Dil yuvarlamanın genetik açıklaması" üzerinde yapılan çalışmalarda birçok detay bulunabilir. Genetik nedenlerin yanı sıra, dili belirli dil formlarını ve hareketlerini yapma yeteneğini de etkileyebilir. 


Yukarıda, önceden dil bağı ameliyatı yapılmış olan bir hastanın, dil kenarlarındaki belirgin görünüm ve kolayca dilini yuvarlayarak tüp şeklinde getirebildiği görülebilmektedir. Dili yuvarlamaya olanak sağlayan bir genetik özellik haricinde tas şeklinde dil yapısı ve dil bağı olan hastalarda, dil yuvarlaması daha rahat yapılabilmektedir.

Dil Bağı Operasyonu Dildeki Yapısal Değişiliklerin Ortadan Kakması İçin Yeterli midir?


Dil bağının anne karnında ortaya çıktığı ve gergin, kısa dil bağı yapısı olan hastalarda, daha bebek doğduğunda bile dildeki yapısal değişikliklerin ortaya çıktığı fark edilebilir. Dil bağının kesilerek dil altının serbestleştirilmesi, dil ucundaki çatallı görünümüm azalmasını sağlayabilir ve dilde ilerleyen dönemde daha fazla yapısal değişiklik oraya çıkmasını önleyebilir. Kısa ve geniş dil yapısı oluşmuş olan bir hastada birkaç makas darbesinin ya da kesinin tüm bu değişiklikleri normale döndermesi beklenilemez. Dilin büyümesi yaşamın ilk yıllarında oldukça fazladır ve dil ucunun normal yapıda olması, artikülasyonda çok önemlidir. Dil ucu kısa ve yuvarlak olan hastalarda, dil bağı kesilse bile dil ucunun bir anda uzaması ve normalleşmesi mümkün değildir. Bununla birlikte çatallı dil ucu bulunan ve konuşma bozukluğu olan hastalarda, kesi sonrasında, eşkenar dörtgen şeklindeki kesi yara alanının dikey düzlemde dikilmesinin dil ucunda az miktarda uzamaya neden olabilir (dil bağı uzatma dikişi). Konu ile ilgili olarak "Dikiş Atılarak Yapılan Dil Bağı Çıkarılması Sonrası Konuşma ve Dil Sonuçları Daha Yüksek!" linkine tıklayabilirsiniz. Bu makaledeki kaynak çalışmada, orta ve orta-şiddetli konuşma ve dil bozukluğu olan hastaların, hafif ve hafif ile orta derecede bozukluğu olan hastalara kıyasla frenulektomide semptomlarda daha fazla iyileşme yaşadığını gösterilmiş olduğu, ek olarak, sütürle kapatılan hastalarda, frenulektomi sonrası sütürlenmemiş olanlara göre daha iyi konuşma ve dil gelişimi olduğu vurgulanmış.

Erişkin ve Tip 1 ön dil bağı olan hastalarda bazen çok geniş, çatallı, dili ucu çok kısa olan dil yapısı fark edilebilmektedir. Bu hastalarda dil bağı ameliyatı sonrasında dil ucunda rahatlama olsa da; "koşu yarışmasına giren ve önceden ayağı bağlı olduğu için bir bacağı kısa kalmış ve eklemleri sertleşmiş bir sporcuyu" düşünün. Dil ucu yıllarca yeterli miktarda yakarıya kaldırılmamış, dil ucu kısa olarak gelişmiş bir hastanın, dil ucunun serbestleştirilmesi durumunda, normal insanlardaki gibi hem dil ucunu bir anda yukarıya kaldırması ve öne çıkarması beklenilemez hem de dil ucunun kısa olması nedeniyle normalden daha fazla efor sarfetmesi gerekebilmektedir. Dil bağı olan hastalarda çene eklemi sorunları ve yardımcı boyun kaslarının kullanılmasına bağlı olarak boyun ağılarının görülebileceği bildirilmiştir.

Dil Bağı Ameliyatı ve Konuşma Gecikmesi Hakkında


Dil bağının konuşmada gecikmeden ziyade, seslerin şekillenmesi - artikülasyonda sorunlara neden olabileceği vurgulanmıştır. Yani dil bağı olan da konuşabilir olmayan da ancak; ileri derecede kısa ve gergin dil bağı olan, dil ucu kısa ve sabitlenmiş olan hastalarda bazı harfleri söylerken netlik bozulması, duraksama ve hızlı konuşurken anlaşılamayan konuşmaya neden olabilir. Bir dil bağı ve konuşma gecikmesi arasındaki korelasyonu destekleyen ampirik kanıt eksikliğine rağmen, bazı doktorlar ve diş hekimleri bu prosedürü yenidoğan kadar genç ve ergenlik çağındaki gençler için konuşma gecikmelerini görünüşte önlemek veya düzeltmek için tavsiye etmektedir.

Dil bağı ve Konuşma Gecikmesi ile İlgili Birkaç Literatür Bilgisi 


(dil bağının genel olarak konuşmada gecikmeye neden olmayacağı vurgulanmış):

Bir dil bağı ve konuşma gecikmeleri arasındaki olası bağlantıyı araştıran bulabildiğim en erken çalışmalardan biri McEnery ve Gaines (1941) tarafından yapıldı. Konuşma bozukluğu olan 1000 hasta üzerinde bir çalışma yaptılar ve sadece dil bağı olan 4 kişiyi belirlediler. 4 vakanın hepsinde, dil bağı olan bireyler konuşma terapisinden sonra konuşma hatalarını düzeltti. Bu araştırmacılar, ortaya çıkan kanama, enfeksiyon ve skar dokusu olasılığı ve dil bağı ile konuşma bozukluğu arasındaki bağlantı eksikliği nedeniyle dil bağı kırpmasının önerilmediğine karar verdiler.

Amerikan Konuşma-Dil-İşitme Derneği (ASHA) (Aralık 2005) şu sonucu vurgulamış “Literatürde ankiloglossia [dil bağı] ve konuşma bozuklukları arasında kesin bir nedensel ilişki kurmaya dair kanıt yoktur. ” Aslında, bu makale, konuşma gecikmeleri ve dil bağları arasında nedensel bir ilişki bulamayan ve yapılan çeşitli çalışmaları listelemektedir (Wallace, 1963; Block 1968; Catlin ve De Haan, 1971; Wright, 1995; Agarwal ve Raina, 2003 ).

Ulusal Biyoteknoloji Bilgi Merkezi (NCBI), Ankiloglossia Tedavileri üzerine yapılan araştırmanın kapsamlı bir incelemesini yayınladı ve “konuşma ve eklemlenmeyi iyileştirmek için cerrahi müdahalelerin etkisinin kanıtının yetersiz olduğuna” karar vermiş.

Kanada Tabipler Birliği Dergisi'nde Dr. K.S. Joseph ve ark., (26 Ocak 2016) frenotominin (dil bağı kırpma) “bebekler arasında gereksiz cerrahi prosedür” olduğu sonucuna vardılar. Ve son olarak, 2015 yılında Kanada Pediatri Derneği [frenotomi] “sadece emzirmeye müdahale ederse” tedaviyi önermektedir.

Dil Bağı Konuşma Gecikmesi Yapmaz Ancak, Hastanın Konuşma Seslerini Yanlış veya Eksik Üretmesine Neden Olabilir!


Dil bağı, çocuğun konuşmayı öğrenme yeteneğini etkilemez ve konuşma gecikmesine neden olmaz, ancak artikülasyon ile ilgili sorunlara (kişinin konuşma seslerini yanlış veya eksik üretmesi) veya kelimelerin telaffuz biçiminde bozulmaya neden olabilir. Dil bağında en sık belirtilen mekanik konular dudakları yalamak, dişleri temiz tutmak, dondurma külahı yalamak, Fransız öpüşmek ya da üflemeli çalgı çalmak gibi aktiviteleri zorlaştırmaktadır. Bazı çocuklar, lingual frenulum alt merkezi kesici dişlerin arasına sıkıştığında dilin altındaki kesiklerle ilgili problemleri vardır. Buna ek olarak, bazı çocuklar dillerini tutamadıkları için utanç veya alay gibi sosyal sorunları rapor ederler. Cerrahi düzeltme, her yaşta yapılabilecek küçük bir prosedürdür.

Dil Bağının Erken Kesilmesi Dildeki Yapısal Değişikliklerin Belirginleşmesini Önleyebilir


Kısa ve gergin dil bağı olan hastalarda dil bağının erken kesilmesi, dil bağına bağlı dilde yapısal değişikliklerin belirginleşmesini, hastalarda psikososyal etkilenmenin önlenmesi açısından faydalı olabilir. 

Kısa Dil Bağının Zorlaştırdığı Sesler


Kısa veya çok sıkı bir frenulum olmasına rağmen, bir kişi konuşma için gerekli tüm sesleri yapabilir. Aşağıdaki sesler dilin ucuna dokunarak veya ön dişlerin biraz arkasındadır: / t / (TOY) oyuncakta olduğu gibi, / d / (dog) köpekte olduğu gibi, / n / (nose) burunda olduğu gibi, / s / (socks) çoraptaki gibi, / z / zebrada olduğu gibi, / l / (lion) aslanda olduğu gibi, (thumb) başparmakta olduğu gibi “th”, ayakkabıdaki gibi “sh” (shoe), kirazdaki gibi “ch” (cherry) ve meyve suyunda olduğu gibi “j” (juice). Bu sesler dil ucu için minimum hareket gerektirir. / K /, / g /, / r /, (ve tüm ünlüler) gibi kalan konuşma sesleri, dilin arkasıyla bu sesleri çıkardığımız için bir dil bağından etkilenmez.

Dil, konuşmada belirli seslerin ve “fonemlerin” oluşumunda çok önemlidir. Ne demek istediğimizi anlamak için örnek olarak “T” harfini alın. Kendinize yüksek sesle “T” derseniz, dilinizin üst dişlerinize karşı korunduğunu hissedersiniz ve sonra sesi üretmek için aşağı doğru hareket edersiniz. Bu fonemi kolayca oluşturabilirsiniz, çünkü dilinizin tam bir hareket aralığı vardır ve ankiloglosiden etkilenmez.

Bununla birlikte, çocuğunuzun dil bağı varsa, dillerini hareket ettirme ve bu sesleri düzgün bir şekilde yapma yetenekleri bozulabilir. Ankiloglossili çocukların mücadele ettiği ortak seslerden bazıları şunlardır:
  • T
  • D
  • Z
  • S
  • Th
  • R
  • L
Bu seslerin tümü dilin tüm hareket açıklığını gerektirir. Çocuğunuzun dil bağı varsa, yine de bu seslere yaklaşabilir, ancak “farklı anlamda” gibi gelebilir. Dil bağları olan tüm çocukların konuşma ile bu sorunları yoktur, ancak çocuğunuz bir konuşma engeli geliştiriyor gibi görünüyorsa, konuşma ve ses patoloğuna bir konsültasyon için başvurmanız ve konu ile ilgilenen bir kulak burun boğa uzmanın başvurmanız uygundur. Dil bağı ve konuşma bozukluğu olan bazı erişkin hastalarda, konuşma terapisi dil bağlarının konuşma üzerindeki etkilerini düzeltmek için yeterli olabilir ancak düzelme olmayan ve dilde kısıtlılık belirtileri olan hastalara cerrahi planlanabilmektedir.

Fonem ne demek?


Kelimelerde anlam farkı meydana getirebilen en küçük ses unsuru; fonolojide ses birimi; dildeki en basit ses unsuru: “Arı – ayı kelimelerinde R – Y, bal – kal kelimelerinde B – K gibi.”. Yani dil bağı olan insanlarda, bu kelimelere yakın sesleri çıkarsalar bile, kelimelerin anlamı bu şekilde değişebilmektedir.

Meme Emen Bebeklerde Konuşmanın Değerlendirilmesi Beklenilmeden Neden Dil Bağları Kesilebiliyor?


Ankiloglossi emzirme sorunlarına, özellikle memeye mandallamada veya annede uzun süreli meme ağrısında zorluklara neden olabilir. Bir bebekte ankiloglossi bulunursa, frenulum bir klinik ofisinde kolayca kesilebiliyor (frenotomi veya frenuloplasti). Daha büyük bir çocukta, frenuloplasti genel anestezi gerektirebilecek küçük bir prosedürdür. Burada cerrahi işlem kararı verilmeden önce bebeklerin bir çocuk doktoru ve emzirme danışmanı tarafından değerlendirilmesi, anneye meme emzirme eğitimi verilmesi ve bunlara rağmen başarısızlıklık olduğunda işlemin yapılması uygundur.

Kaynaklar >>




Dr. Murat Enöz
KBB & BBC Uzmanı (MD, Otorhinolaryngology, Head and Neck Surgeon - ENT Doctor in Istanbul)

Muayenehane (Private Office):
Adres (Address): İncirli Cad., No:41, Kat:4, Dilek Pastanesi Üstü (Dilek Patisserie Building), Posta kodu: 34147, Bakırköy - İstanbul
Randevu Tel (Appointment Phone): 0212 561 00 52
Cep tel (Mobile phone): (+90) 533 6550199
Fax: (+90) 212 542 74 47
 
 


Yorumlar